24 Mayıs 2012 Perşembe

SIMPLE PRESENT TENSE (GENİŞ ZAMAN)


Geniş zaman tekrarlanan, yapılması adet olan hareketleri anlatmak için kullanılır.

İngilizce’de bu zamanı teşkil etmek için öznenin yanına fiili yalın olarak getirmek kafidir. Yalnız özne tekil ise fiilin sonuna (s) ilave edilir.

A) Olumlu Cümle:

ÖZNE + FİİL

Kullanılışı:

-Genel durumlarda, yani tüm zamanları kapsayacak şekilde yapılan ve yapılacak eylemleri anlatmada kullanılır.

We run every morning.                              (Biz her sabah koşarız.)

I drink a cup of coffee every evening.     (Ben her akşam bir fincan kahve içerim.)

We like comedy films.                               (Komedi filmlerinden hoşlanırız.)

-Değişmesi mümkün olmayan şeyleri bildirirken kullanılır.

People need dinner. (İnsanlar yemeğe ihtiyaç duyar.)

-Planlanmış bir eylem ya da program anlatmak için gelecek zamanı gösteren bir zaman ifadesiyle birlikte kullanıldığında Gelecek Zaman belirtir.

I visit the zoo tomorrow.                            (Ben yarın hayvanat bahçesini görmeye giderim.).)

Bir fıkra ya da öykü anlatılırken kullanılabilir.

Zarf cümleciklerinde gelecek zaman göstermek için kullanılır.

Geniş zaman için kullanılan yardımcı fiil do fiilidir. Not olumsuzluk zarfıyla kaynaşarak don’t veya doesn’t olur.

Dikkat: Does yardımcı fiili cümlede yer alınca üçüncü tekil şahısta fiilin s takısı da düşer. (He eats. Does he eat?)


Şimdiki Zaman İçin Kullanılabilecek Zaman İfadeleri:

Every minute (her dakika)

Every hour (her saat)

Every day (her gün)

Every week (hafta)

Every month (ay)

Every year (yıl)

Every two days (iki günde bir) (sayı değişebilir)

Every three hours (üç saatte bir) (sayı değişebilir)

Every time (her defasında) (Bu ifadeyi her zaman anlamında KULLANMAYIN)

Every other day (her iki günde bir)

Dikkat: Zaman ifadeleri genel olarak cümlelerin sonunda yer alır, cümlenin en başında kullanılması da mümkündür, ancak hiçbir zaman cümlenin ortasında kullanılmaz.

Eğer cümlede birden fazla zaman ifadesi varsa, bunlar daha ayrıntılı olandan genel olanına doğru yazılır.


B) Olumsuz Cümle:


özne
don't veya
fiil
diğer kelimeler

doesn't


I
don't
write
a letter every day.
She
doesn't
clean
the kitchen.
My son
doesn't
drink
tea.
Your friends
don't
go
to the station.
The teacher
doesn't
draw
pictures.
Margaret
doesn't
sleep
in this room.


C) Soru Cümlesi:

Geniş zaman cümlelerini soru yapmak için cümlenin başına DO getirilir.

DO fiili yalnız olarak kullanıldığında «yapmak» anlamına gelir. Cümle başında kullanıldığında geniş zaman soru cümlesi olur.  Özne üçüncü tekil şahıs ise fiile getirilen s kalkar do'ya eklenir. Do kelimesinin son harfi o olduğundan bu, es şeklinde olur; does.

Olumsuz yapmak için fiilin önüne do not getirilir. Özne tekilse yine fiildeki s kalkar do'ya eklenir.

do veya does
özne
fiil
diğer kelimeler
do
I
write
a letter every day?
Does
she
clean
the kitchen?
Does
my son
drink
tea?
do
your friends
go
to the station?
Does
the teacher
draw
pictures?
Does
Margaret
sleep
in this room?

PAST CONTINUOUS TENSE (GEÇMİŞTE DEVAM ETMİŞ ZAMAN)


Bu kipi teşkil etmek için şimdiki zaman halindeki bir cümlede bulunan to be fiilini geçmiş zaman haliyle değiştirmek, yani is, am yerine was, are yerine were kullanmak kâfidir.

Soru halleri to be fiili başa getirilerek yapılır.

Olumsuz yapmak için to be'den sonra not getirilir.

İngilizcede, geçmişte bir hareket devam etmekte iken bu esnada başka bir fiil daha yapılırsa, devam etmekte olan hareket geçmişte devamlı hal kipiyle, diğeri geçmiş zaman kipiyle anlatılır.

Geçmişte devamlı hal


Özne
was, were
ing almış fiil
diğer kelimeler
I
was
carrying
a basket.
They
were
talking
in English.
My son
was
sleeping
in his bed.
The cows
were
running
to the hill.
Ahmet
was
smoking
a cigarette.
She
was
standing
behind the door.

Geçmişte devamlı hal

özne
was
fiil
diğer
when
özne
fiil
diğer

were

kelimeler



kelimeler
She
was
eating
an apple
when
you
came
here.
Ali
was
carrying
the bags
when
they
saw
him.
They
were
playing
basketball
when
we
came
to the park.
His son
was
reading
a book
when
Recep
came
in.
We
were
buying
tickets
when
you
saw
us.
You
were
sleeping

when
they
opened
the door.